top of page

Ayna Nöronlar : Söyle Bana...

Bir parkta yürüdüğünüzü hayal edin, çimlerde top oynayan çocuklar olsun.

Çocukların oynadığı o top önünüzde yürümekte olan bir insana geldiğinde, sanki size gelmiş gibi tepki verirsiniz.


Veya bir yarışı izlerken, sporcular bitiş çizgisine yaklaştıkça sizin kalbiniz de hızla atmaya başlar.

Daha bilindik bir şey ise, karşınızdaki kişi yediği bir şeyden iğrendiğinde, yüzünüz sanki siz iğrenmişsiniz gibi şekil alır, hatta bazılarımızda daha ileri gider ve mideleri bulanır. Karşınızda biri esnediğinde, siz de onunla esnersiniz.

Acı çeken bir canlı, kendi türünüzden olmayan bir hayvan bile görseniz, içiniz onunkisi gibi cız eder ve acır.

İyi ama neden? Nasıl oluyor?


Ayna nöronlar, diğer insanların ne hissettiklerini fark etmemize ve onların eylemlerini, niyetlerini tahmin etmemize yardımcı olur.

Ayna nöronlar, bir canlının herhangi bir hareketi kendisi yaptığında ve aynı hareketi yapan birini gözlemlediği durumların her ikisinde de ateşlenen nöronlar için kullanılan terimdir.

Başka bir kişinin niyetini, bilinçsiz bir düzeyde (bilinçli farkındalığımızın altında) anlamamıza yardımcı olurlar.⁣

Ayna nöronları, bazıları için esnemenin bulaşıcı olmasının, birinin yaralandığını gördüğümüzde gerginleşmemizin ve başkalarının ne hissettiğini hissetmemizin nedenidir.

Mikro ifadeler (dudakların kasılması, gözdeki kırışıklık, kaşlardaki gerginlik gibi), bize birinin duygusal olarak nasıl hissettiğine dair fikirler verir. Kısacası biriyle konuşurken ya da aynı ortamda bulunurken, bilmeden, sözel olmayan davranış ve hareketlerini yansıtmaya başlayabiliriz.

Buna karşılık, aynı zamanda bazı insanların yanında sakin ve güvende hissetmemizin ve bazılarının yanında endişeli hissetmemizin nedenlerinden biri de ayna nöronlardır.⁣

Peki ya siz "ayna nöron sisteminin" günlük yaşamınızdaki bilinçsiz etkilerini hiç fark ettiniz mi?


Travmanın etkisi ve travmadan iyileşme söz konusu olduğunda, ayna nöron sisteminin birkaç etkisi vardır.⁣

Birincisi, bağlanma figürlerimiz (arkadaşlar ve romantik ilişkiler, yetişkinlik dönemimizdeki bağlanma figürü temsillerimizdir) tarafından görüldüğümüz/duyulduğumuz kısacası fark edildiğimizde kendimizi daha güvende hissederiz ve onlar tarafından görülmediğimizde/duyulmadığımızda, farkedilmediğimizde çökebilir veya öfkelenebiliriz.

Bu, aşırı durumlarda sonradan duygusal ihmal gibi de görünebilir.

Bununla birlikte, travmanın nöroepsiyonu nasıl etkilediğine bakacak olursak (diğer bir deyişle güvenliğe karşı tehlikeyi tanımlama yeteneğimiz) durum daha karmaşık hale geliyor. Travmanın bir sonucu olarak, tehlike ipuçlarını arama ve / veya güvenliği tehlike için yanlış yorumlama olasılığımız daha yüksek olabilir. Çünkü herkes kendi bedensel haritası, kendi duygusal tecrübeleri doğrultusunda yorumlayacaktır.

Örneğin, yanımızdan yürüyen birinin yüz ifadesi, duruşu, hareketleri geçmiş travmatik deneyimlere dayanarak tehlikeli olarak kaydedilebilir. Prefrontal korteksimiz devre dışı kalır ve ayna nöronlarımız geçen kişinin niyetlerini algılayamayabilir. İçimizde bir kavga / savaşma / donma / kaçma reaksiyonu tetikleyebilir.


Özetle Ayna nöronlar, öğrenme, algı, empati, sosyalizasyon, duygusal algı ve adaptasyon yeteneklerimiz üzerindeki etkilidir. Başka bir deyişle birini esnerken gördüğümüzde bizi de esnemeye iten ya da nedenini bilmeden en yakınlarımızın jestlerini taklit ettiğimiz zamanlarda görevde olan, üzgün birini gördüğümüzde onun acısıyla empati kurabilmemize yardımcı olan hücrelerdir.


Ayrıca ayna nöronlar; insanların sosyal varlıklar olmalarından dolayı, empati ile birlikte taklit ederek öğrenme, başkalarına yardım etme arzusu vb. psikolojiyle ilgili davranışlarda da temel bir rol oynar.

Sonuç olarak anlıyoruz ki ayna nöronların keşfinden çok daha önce

“Üzüm üzüme baka baka kararır” derlerken atalarımızın bir bildikleri varmış… :)



7 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör
bottom of page